Hayata aktarılmayan bilgi, insanın değerini ve bilgeliğini artırmaz. Bilgi ancak kullanıldığı, özümsendiği ve tecrübelerle yoğrulup yaşandığında insanın bilgeliğini arttırır, kişiyi aydınlatır. Bilgi, aklın besinidir. Akıl bilgiyi sindirerek kullanılır hale getirmelidir. Bilgi ile beslenmeyen akıl ve ruh güdük, çelimsiz kalmaya ve nihayet açlıktan ölmeye mahkûmdur. Değer arayışında olan insan, bilginin bu besleyici özelliğinin farkında olarak saygı içerisinde iştahla bu sofradan beslenir. Bu değer arayışında yaşama sanatındaki ustalık derecesine göre bir hayat yorumu gelişir. Bu gelişme insanı değerlilik ve yaşam sanatında ilerletir, yükseltir. Bu yükselme ve ilerleme sırasında insan olgunlaşmaya başlar.