Hayat ve Dini Tutum

Hayatın akışı içinde insanların dini tutum ve davranışları ile ilgili kanaat oluşturmak çok zorlaşmış gibi görünüyor. Dini bir görüntü vermeyenlerin de dini bir tutum sergileyebilmesi son zamanlarda da fazla dikkatimizi çekmektedir. Bunun tersi de temsili zedelemektedir.
İnsanların giyim, tutum ve davranışları dini tecrübeyi ne kadar yansıtıyor? Sorusunu iyi cevaplamalı ve kaliteli dini hayat için neler yapılmalı? Üzerinde kafa yorulmalıdır. Dini doğru bilgi ve eğitim ön plana çıkarılmalıdır.
Çoğu dindar görüntüsü verenlerin unuttuğu veya ihmal edebildiği “arabaya binerken besmele çekme” hassasiyetini, görüntü olarak dinden uzaklarda gerçekleştiğine şahit olunmuştur.
Son zamanlarda çok dikkat çeken, tesettürlü olmadığı halde namaz kılan bir kesim oluşmuştur. Bu hem sevindirici hem de düşündürücü bir gelişme gibidir. Sevindirici olması herkes Allah’ın kuludur. Onlar da bu kulluklarını bir şekilde hatırlayıp huzura çıkmaktadırlar. Düşündürücü tarafı İslam’ın tam olarak yaşanması ve İslam algısının değişiyor mu olduğu ile ilgilidir.
Ramazan ayında veya nafile oruç tutma konusu da buna benzer. Namaz kılmadığı halde oruç tutan niceleri vardır. Sünnet olan teravihi kaçırmadığı halde farz olan namazı kılmayanlar çoktur. Dini bütünlük işin neresindedir veya gelenek algısı ile mi dindarlık söz konusudur?
Toplum olarak ötekileştirme sürecini çok sık kullanmaktayız. Birbirimizi biraz daha iyi anlamaya çalışsak sanki çok şeyler daha iyi olacak gibi görünmektedir.
İşin özünden mahrumiyet, gerçek boyut ile irtibatı koparabilmektedir. Farklı kesim ve görüşlerin aynı masa etrafında, gönüllerin birbirine açık olduğu bir atmosferde paylaşıma dönüşmesi, hayatı ve dini daha kaliteli yaşamamızın yollarını açabilecektir.

 

Bir yanıt yazın