Her insan, farklı zamanlarda değişik halet-i ruhiyeye bürünebilir. Bazen bütün dünyayı kucaklayabileceğini düşünen insan, bazen geniş dünyada daralıp “Bilmem ki bu dünyaya ben niye geldim” diye sorgulama ihtiyacı hissedebilir. Tasavvufta da kabz (daralma) ve bast (genişleme) hali olarak zikredilen bu durum, çok iyi yorumlanmalı ve değerlendirilebilmelidir.
Danışmanlık ve paylaşım ihtiyacı, bilhassa darlık zamanlarında insanın tekrar rahata ermesinde bir kapı aralayabilir. Bazı kimseler bu durumu, gerçek bir dost ile dertleşmeyle bertaraf edebilirler. Paylaşım doğru kişiyle yapılabilmelidir. Muhatap kişi yol açıcı, çare üretebilen, bütünü görüp detayları irdeleyebilen türden olmalıdır.
Hayatın her anı bir defa yaşanır. Kısmen bazı benzerlikler olsa da gerçek durum böyledir.
Rehberlik ve danışmanlık ihtiyacını şu zeminde ele almak mümkündür. Hayatınızdaki ilkleri düşünün! İlk okula gittiğiniz ilk günkü tutum ve davranışlarınıza bu günden baktığınızda neler görüyorsunuz. O zaman sizi üzen şeyler, gerçekten üzülmeye ve endişelenmeye değer miymiş? O yoldan daha önce geçenlerin veya bu bilgiye sahip olanların rehberliği bizlerin daha sağlıklı düşünüp, tutum ve davranış sergilemesine yardımcı olabilir. Bu noktada güven de çok büyük önem arz etmektedir.