Sevgi, derin iz bırakan bir duygudur, insana yaşama sevinci ve hazzı verir. Muhataba göre değer ve mana kazanan sevgi, belli bir zaman sonra güven duygusuyla yola devam eder. Çünkü sevgi gözü kör, kulağı sağır eder. Kişi sevdiği kimsenin hata ve kusurlarını görmez veya iyiye yorar hale gelir, bu da güveni besler.
Eşya zıddıyla belirir kaidesince, sevgi ile nefret arasında çok ince bir çizgi vardır. En yakınımızdakilerle bu duygular çok daha şiddetli yaşanır. Ailede yaşanan bazı olaylarda bu sevgi ve nefret arası hassasiyeti görmek mümkündür. Bazen bu çaresizlik olarak karşımıza çıkabilir. Bazı aile bireyleri arada sevgiyi nefrete çevirip kendilerine zulüm ederek yaşamayı tercih edebilmektedir.
Aslında çaresizlik, içinden çıkılmayacak yeni hatalara değil, ders ve ibret almaya vesile olmalıdır. Bir hata, yeni hatalara dalmayı değil ibret almayı gerektirir. Diğer bir durum belirsizlikler enerjimizi olumsuz etkileyebilir. Bu belirsizlik bazen geri çekilmek şeklinde kendini gösterebilir. Bu durumda unutmamalı ki nadas daha fazla ürün vermek için, geri çekilmek daha uzak menzile erişmek içindir.
Bir de çözümü mümkün olmayan kangrene dönüşmüş bazı durumlar olabilir. Bildiğimiz kadarıyla kangren olan organ, ancak kesip atılınca tedavi olur. İş oraya gelmeseydi demenin bir manası olmaz, uzarsa kayıp daha büyür.
Sevgi ile hatalar onarılmalı, nefretten uzak durulmalı, belirsizliklerin huzuru bozmasına müsaade edilmemelidir.