İnsan; iyi ile kötü, hayır ile şer arasında daima sınanır. İrade ve akıl nimeti, bu ayrımı yapıp iyiyi tercih edebilmek içindir. Hata ve unutma, insanî bir durumdur. Hatasından ders alabilen kişi ve toplumlar gelişebilirler. Matematik gibi sonucu kesin olan bir ilim dalında bile sağlama sistematiği vardır. Bu durum, insanî ve sosyal olayların da, ar-ge döngüsü ile sağlama sistematiğine bağlanmasını gerektirir.
İlahi rehberliğe tam teslim olabilenin hata katsayısı düşer. İçselleştirme ve teslimiyetin olmadığı yerlerde hatalar da kaçınılmazdır.
Bilgi, inanç, niyet, tutum ve davranış arasında güçlü bağlar vardır. İnsanlığın tecrübesinden istifadeyle hakiki rehbere uyabilen kişinin hata katsayısı azalır. El uçlamasıyla hayatı yaşamaya çalışanın hata yapma ihtimalinin artması tabiidir. Bir de, duygular ile yüzleşip onları doğru raflara yerleştirme meselesi vardır. İnsan olabilmek ve insan kalabilmek, kirlenmenin arttığı zamanlarda zorlaşır. Zoru göze alan kolaya erişebilir. Bedeli ödenen ve uğruna çaba sarf edilen şeyin kıymeti bilinir. İnsanımız, dini eğitim almayan, mirasyedi bir müslümanlık ile hayatını düzene koymaya çalışır durumdadır. Hakiki ve doğru bilgi, amel-i salih ve ihlas ile beslenmedikçe İslamî güzelliklerin hayata yansıması zordur.
Hatasının farkına varan ve bundan ibret alabilen kişinin farkındalığı değerlidir. Eşya zıddıyla bilinir. Zulmetin farkına varmayan nurun kıymetini bilemez.
Ders ve ibret alınan hata, hata olmaktan çıkıp istikameti güçlendiren bir nimet haline dönüşebilir. Hatalardan uzak olabilmek, maddi ve manevi teyakkuz halini gerektirir.