Hasbilik; gönüllü, sevilerek ve karşılık beklenilmeden yapılan işlerde kullanılan, öldürdüğümüz değerlerle beraber unutulan bir kavramdır. Her kavram unutulduğunda beraberinde nice değerleri de götürür. İhya hareketi, topyekûn diriliş ve güzelliklerle buluşmayı gerektirir. Son ikiyüz yıla damgasını vuran, maddeciliğin yanında çıkarcılık, hasbiliği de devre dışı bırakmaya çalışmaktadır. Herhangi bir işe girişirken, insanımız «bu işten benim çıkar ve kazancım ne olacaktır» yaklaşımına evrilmiştir. Hasbî kelimesi “hasbünallah ve ni’mel vekil / Allah bize kafidir, o ne güzel vekildir” şeklinde de kullanılan “hasebe” kökünden gelmektedir.
Hasbiliğin arkasında yatan sır, Rıza-ı ilahidir. İlahi rehberlikte ifade edildiği üzere «Ve rızvanum minallahi ekber» (Tevbe, 72) Allah’ın rızası her şeyden büyük ve ziyade değerlidir. Bazılarının amatör ruh ile ortaya koyduğu eser ve çalışmalar da hasbilik kapsamında değerlendirilebilir. Aslına bakılacak olursa tarihin akışını değiştirenler, hasbi çalışmalar ile istikamet belirlemiştir. İncelendiğinde görülecektir ki; hiç birisinin yanında veya arkasında ilk başladıklarında ve asıl mücadelelerini yürüttüklerinde güç odakları yoktur. Böylesine adanmışlar eserini ortaya koyduktan, belki de vefat ettikten sonra kabul ve değer görürler, hatta milletlerinin taşıyıcısı olurlar.
Resmilik ise; resmi prosedürün yanında, profesyonelliği de kapsayan bir alandır. Bazıları profesyonelliği geçim için edinilen meşguliyet gibi de değerlendirebilmektedir. Asıl profesyonellik; işi, usul, presedür ve kaidesine göre yapmayı ifade etmektedir
Bir iş veya üründe kalitenin açığa çıkabilmesi için hasbilik ile resmiliği buluşturabilmek gerekmektedir. Yani bir işi yaparken; özveri, istek, samimiyetle beraber, resmi usul ve prosedürleri göz önünde bulundurmalıdır. O zaman çok daha huzurlu ve mutlu olacağımız bir atmosfer oluşacaktır.