ÇALIŞMA HAYATI

Hayatın devamı, hareket ve çalışmaya,

Allah’ın nimetlerine erişme de bu sünnetullaha bağlanmıştır.

Çalışma hayatı, insan ömrünün önemli bir kısmını tutmakta ve meslek hayatı, günlük toplam kaliteyi yakından ilgilendirmektedir. Herkesin kendine göre bir meşguliyeti ve uğraşı vardır.[1]Bunların ne kadarı fert, toplum, insanlık ve İslamlık adına faydalıdır. Veya daha faydalı hale nasıl getirilebilir? Bu açıdan İslam literatürü ve Kur’ân ele alındığında dikkat çekici bilgilere erişmek mümkündür.

Ne yarattığını en iyi bilen Rabbimiz, onun istek ve ihtiyaçlarını en iyi bildiği gibi verimliliği için de gerekli şartlardan haberdardır.[2] O’nun katından gelen ilahi rehberde de günlük hayatı yakından ilgilendiren konuları bulmak olasıdır. En doğruya ulaştıracak olan Kur’an,[3] insanlığın kabiliyetlerini kullanıp mükemmelleşmesi için gönderilmiştir. Bilindiği üzere çalışıp gayret etmeden, kabiliyet gelişmez ve toplam kalite ortaya çıkmaz. Mükemmel olabilmenin yolu da kaliteden geçer.

Günümüz anlayışının aksine insan, sadece maddi çıkarı için çalışmamalıdır. Bu ona huzur da vermez. Çünkü huzur ve mutluluk, başkalarıyla paylaşımla ve toplum içindeki algılanmayla yakından ilgilidir. Dünya malı veya zenginin parası fakirin dilini meşgul eder. Dünya hayatı gösteriş ve övünme[4] noktasında kullanılabilir. Fakat bunların hiç birisi kişinin vicdanını rahatlatıp huzur verici bir fonksiyon icra etmez aksine, kıskanç bakışlara maruz kalmak insanın huzurunu kaçırır. Fakir bir toplumda zengin olmak mümkündür fakat zengin olarak yaşamak mümkün değildir.

İlahi hayat rehberi Kur’an “insan için kendi çalışmasından başka bir şey yoktur” düsturunu ilan etmiştir. Bu ayeti kerime her türlü tembellik ve miskinliğin kökünü kurutacak mesajları içermektedir. Kişinin çalışması veya tembelliğinin neticesi de zaten görülmektedir. Geri kalmışlığın arkasındaki sebep insanların günlük ve dünya çapında gelişmelere ayak uyduramamasıdır. Evet, medeniyetler, doğar gelişir ve yıkılırlar. Ancak tarihe mal olmuş büyük medeniyet mensuplarının maziden alacakları güçle yapabilecekleri daha pek çok şey vardır.

İki günü birbirine müsavi olan aldanmıştır” diyen bir Peygambere tabi olmak iş hayatımızdaki verimlilik ve toplam kaliteyi de artırıcı yönde bir fonksiyon icra etmelidir. ARGE’si olmayan bir kurumun, dünya piyasalarında rekabet etmesi mümkün değildir. Gelişim için, bilgi sermayesi ile kapitalin bir araya getirilmesi gerekir. Sözü çok edilen ancak pratik hayata uygulanma noktasında yavaş davranılan Üniversite Sanayi İşbirliği fonksiyonel olarak hayata geçirilmelidir.

Günlük gelişmeleri yakından takip ederek ayak uyduramayan bir şirketin serbest piyasa şartlarında rekabet edebilecek ürünler piyasaya sürmesi zordur. Teknolojik gelişmeler, yakından takip edilmelidir. “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” diyen Bir Peygambere tabi olmanın gerekleri ancak herkes için sürekli eğitimin hayata geçirilmesi ile ortaya çıkar. Unutulmamalıdır ki cehalet öğrenme ihtiyacının bittiği noktada başlar.

Hayatın devamı, hareket ve çalışmaya bağlanmış, Allah’ın nimetlerine erişme de bu sünnetullaha bağlanmıştır. Kâinatta her şey devinim kanununa boyun eğmiş, her zerrenin varlığı hareket ve çalışmasına bağlı kılınmıştır. Gezegenler güneş sistemindeki hareketlerine devam etmeseler âlemin düzeni bozulur. Dünya, ekseni etrafında bir an dönmeyecek olsa yörüngesinde duramaz. Her varlık, hayatını devam ettirebilmek için sürekli bir çalışma içindedir. Maddenin en küçük parçası olan atomda elektronlar çekirdek etrafında dönmezse atom parçalanır. Kalbimiz çalışmasa, hayatımız sona erer. Nitekim Yüce Allah, Kur’an’da çalışmanın önemini belirterek şöyle buyurmaktadır: “İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur. Onun çalışması yakında görülecektir. Sonra ona tastamam karşılığı verilecektir.[5]

Çalışmayı ve meşru yoldan kazanmayı emreden dinimiz, tembelliği insanlığın kurtuluşuna mani olan büyük engellerden saymış ve insan için en büyük zevkin, çalışmalarının semeresini görmek olduğunu ifade etmiştir. Çalışma hayatının ve büyük yatırım yapmanın bazı zorlukları vardır. Ancak unutulmamalıdır ki, her zorluk ile bir, hatta iki kolaylık vardır.[6] İnsan bir işi bitirince, boş durmamalı yeni işlere girişmelidir. Böylesi bir çalışma azmi içinde bulunanların oluşturduğu toplumlar dönemlerinin liderleri olabilirler.


[1] “De ki: Her insan kendi seciye ve karakterine göre davranır. Kimin daha isabetli olduğunu ise asıl Rabbiniz bilir. “Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: Ruh, Rabbimin emrindendir. Size ancak az bir bilgi verilmiştir.” (İsrâ, 17/84-85).

[2] “Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.” (Mülk, 67/14).

[3] “Gerçekten bu Kur’ân insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir. Güzel ve makbul işler yapan müminlere nail olacakları büyük mükâfatı müjdeler” (İsrâ, 17/9).

[4] “Bilin ki (ey insanlar,) bu dünya hayatı, sadece bir oyundan, geçici bir eğlence ve güzel bir gösteriden, birbirinizle büyüklük yarışı(na girişmenizden) ve daha çok servet ve çocuk sahibi olma hırsın(ız)dan ibarettir.” (Hadîd, 57/20).

[5] Necm, 53/39-41

[6] İnşirah, 94, 5-7.

Bir yanıt yazın