Aile toplumun temel taşıdır. Son zamanlarda kız erkek arkadaşlıkları ve aile bağları ciddi yaralar almaya başladı. Ön plana çıkarılan kadın vücut hatları çoğu insanı farklı arayışlara yönlendirmektedir.
Kadın dışarı çıkarken kendine gösterdiği özeni, evde kocasına göstermekten uzak durmakta. Başkalarının gözüne hitap ederken, hayat arkadaşının göz zevkine hitap etmemek aradaki ilgi ve alakayı zayıflatabilmektedir.
Gençlerin durumu ise çok daha farklı bir boyutta… Kız erkek arkadaşlığında, tarafları mutsuz edecek sayısız sorun ve tuzak var. Meşru ölçülerin dışına taşıldığında telâfisi zor, belki imkânsız kayıplar söz konusu olabiliyor.
İş ciddiye dönüşünce ailelerden sorun çıkması, neredeyse bütün erkek kız ilişkilerinde ortaya çıkan bir sorun. Gençlerin kendi kendilerine gelin güvey olmaları, olumlu bir sonuç doğurmuyor. İlişkilerin duygularla değil, akılla yönlendirilmesi, hikmet ve muhakemenin şekillendirdiği bir stratejinin olması şart. Aşk, sadece maddeden ve duygudan ibaret görülürse, önündeki engellerle savaşmak güçleşir. Kişi sevmesini bildiği kadar, sağlıklı ve kalıcı bir mutluluğun önündeki engellerle savaşmasını ve sonuç almasını da bilmelidir.
Eğer bunlar dikkate alınmazsa; “Yaptığım hatalar, günahlar, haramlar bana kaldı”; diyen genç gibi, ah vah edilir, ama mutsuz sonuç değişmez.
Bazı gençlerin bu noktada pahalıya mal olan tecrübeleri söz konusu, işte bir gencin ifadeleri: “Hiç kimse; Benim konuştuğum, görüştüğüm kişi temizdir, dürüsttür, dindardır, güvenilirdir, muhafazakârdır deyip, kendini kaptırmasın. Çünkü olaylar başka mecralara kayıyor. Bir kişi temiz, dürüst ve dindar olunca, dinî emir ve yasakların muhatabı olmaktan çıkıyor mu? Hiç kimse Peygamberimiz (a.s.m.) ve ashabı kadar temiz, dürüst ve dindar olamaz. Oysa Rabbimizin cinsellik, iffet ve edeb konusundaki emir ve yasaklarının ilk muhatabı onlar değil miydi? Allah’ın Resulüne yasak olan bir davranış, kime serbest olabilir ki?”
Ağır tahrik ve baskı altında bulunan gençlerin meşruiyet dışına çıkarak kendilerini tatmin etmeleri mümkün değil. Ancak evlenmeden bu ağır imtihanı göğüsleyebilmeleri de zor.
Tabiî evlilik gibi önemli bir sünneti gerçekleştirmek istediğinizde bir dizi imtihanla karşılaşacağınızı da hesaba katacaksınız. Bu imtihanlara hazır olmak, başarıyla çıkmak için de gereken bilgi ve beceriyi edinmek şarttır.
İşte bu asırda daha bir ağırlaşan cinsellik imtihanından, evlilik kalesine sığınarak geçmek isteyenlere yardımcı olmak gerekir.
Gençlerin cinsellik imtihanından başarıyla çıkabilmeli için izleyecekleri yöntem, özetle şu şekilde olabilir:
1. İmtihanın şiddetini azaltmak için tahrik edici alanlardan uzak durmalıdır.
2. Cinselliği teşvik eden yayınlarla muhatap olmamak gerekir.
3. Bedenî isteği azaltmak için; dengeli beslenmek, spor yapmak ve sürekli meşguliyet içinde bulunmak faydalıdır.
4. Manevî takviyeye önem vermek, olumsuzluklar ile mücadeleyi kolaylaştırır.
5. Kısa, orta ve uzun vadede maddî ve manevî idealler taşımak.
6. Özendirici hayal, bakış, konuşma gibi eylemlerden uzak durmak.
7. Sevgi ve aşk duygusunu meşru sevgililere yöneltmek.
8. Mecazî aşk tuzağına düşmemek için kararlı olmak.
9. Tüm tedbirlere rağmen mecazî bir aşka tutulmuşsak, bunu en kısa zamanda dinî ve resmî nikâhla perçinlemek. O zamana kadar da, haramdan ve olumsuz hareketten uzak durmak.
10. Evliliği kesinlikle geciktirmemek. Tanışma, söz, nişan gibi safhaları çok kısa tutmak.
11. Evliliğin önündeki maddî ve manevî engelleri aşmanın usullerini öğrenmek ve uygulamak.
12. Evliliğin başarılı yürümesi için bilgi edinmek ve sorunlara karşı hazırlıklı olmak.
Saydığımız bu maddelerin bir kısmını gençler doğrudan kendileri uygulayacak. Bir kısmında ise anne baba ve yakın çevrenin yardımı gerekecektir.
Her türlü meseleniz için öncelikle sorumlu tutmanız gereken bizzat kendinizsiniz. Siz isterseniz, nice meselenin altından başarıyla kalkarsınız. Elbette çevrenizden yardım isteyeceksiniz. Hem de hiç komplekse kapılmadan yardım bekleyeceksiniz. Gerekirse bilgi ve tecrübelerden istifade etmek büyükler ile konu paylaşımında da bulunulabilir.