(Misafir Kalem)
Oydu, beni şefkatle yürekten kucaklayan.
Yapmacıktan değilde, gerçekten sarılan.
Saçlarımı kırılmasın diye, incitmeden tarayan.
Ecel, sana doyamadan geldi aldı babam.
Dolanırdım etrafında sevgiye susadığımda.
Baktığında bana gül açılırdı sanki yanağımda.
Dağ vardı sanki arkamda, dayanıyordum korktuğumda.
Şimdi o dağ yıkıldı da yaslanamıyorum babam.
Başına gelmeyenler bilemezler bu acıyı.
Dindiremedim yüreğimdeki bu bitmez sancıyı.
Gözyaşım akmaz oldu artık, içime attım anıyı.
Bağırdım çağırdım ama duymadın ki babam.
İyilikti, sevgiydi, saygıydı bana öğrettiği
Sadece ben değildim ki sözünü dinlettiği
Kardeşlerim de hissetti bu eksikliği
Sen gittin ya bizlerde sevgin kaldı babam
Ferhat ettim dağlar, taşlar duysun diye.
Yoldum saçlarımı bir daha uzamasın diye.
Uzandım yanına, tabutuna beni de koysunlar diye.
Yeşermiş fidanların hep soldu, kurudu ya babam.
Soner ÇAMLIDAĞ