İnsan için hayat yolculuğu bir çok unsuru bünyesinde bulundurur. Sağlık, eğitim, imkan ve fırsatları, hedefe yönelik istikamet üzere değerlendirmek zordur. Nefis, şeytan ve şeytanlaşmış insanlar, çeldirici hususları öne çıkararak çelişkiler oluşturabilirler.
Dünyadaki hayat yolculuğu, ilk insan ve ilk peygamberle başlar. İlahi rehberlik, hayatın her safhasında devam etmektedir. Hak ile batıl da hayat boyu mücadelesini sürdürecektir. Hedef Rabbimizin rızasıdır. İstikamet o hedefe bizi götürecek İslam yoludur. Bu yolda yürüyebilmek bazı hususlara dikkat etmeyi gerektirir. Kitabımız Kur’an-ı Kerim ve Allah’ın resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) bu yolculuktaki hakiki yoldaşlarımızdır. Bu kaynaklardan gelen bilgileri okuyup, anlayıp uygulamak da, «la ilahe illallah muhammedür resulülluh» (Allahtan başka ilah yoktur, Muhammed O’nun kulu ve elçisidir) deyip İslam yolunda yürüyenlere düşmektedir.
Günümüzün anlayış ve yaklaşımları, bu yoldan bizi uzaklaştırmaya yönelik olabilir. Asrın idrakinde İslam algısını oluşturmak da günümüz Müslümanlarının farzı kifaye seviyesindeki vazifelerindendir. «Ben önüme bakarım gerisi beni ilgilendirmez» yaklaşımı İslamî değildir. Her kişi ala meratibihim (kendi seviyesince) kendinden olduğu kadar etrafında olup bitenden de mesuldür. Bu sosyal sorumluluğu dikkate almadan emr-i maruz nehyi anil münker (iyiliği yaygınlaştırıp, kötülüğü uzaklaştırma) vazifesi yerine getirilemez.
İnsanlığın çelişki ve çeldiricilerden kurtulup hedefe doğru istikamet üzere gidebilmesi bütün insanlığın menfaatinedir. Dünya ve ahiret saadeti böyle açığa çıkacaktır. Aksi halde tüketim toplumunun çarkları arasında ezilir, kaybolabiliriz. Diğer taraftan dünya çapında hüküm süren, petrol, menfaat, çıkar ve hak batıl çarpışmalarının arasında istikameti kaybedebiliriz. Fitne döneminde, çok daha basiretli olup, istikameti muhafaza etmek gerekmektedir.
Sorumluluklarımızı iyi fark edip, iyi bir müslüman, iyi bir aile bireyi, kaliteli bir kurum, huzurlu bir toplum ve barışçıl bir dünyada ebedi hayata hazırlanan bir fert olabilmek ümidiyle…