Komşuluk bereketi, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül’ü Ankara’da bir mahalle camisinin son cemaat mahallinde sivil kıyafetler ile namaz kılarken gördüm. Namaz sonrası selamlaştık. Ben de komşuluk hukukuna da dayalı olarak kendisiyle görüşmeyi arzu ettiğimi bildirdim. Çok samimi ve içten bir yaklaşım gösterdi. Seğmenler Parkı kenarından yürüyerek sohbetleşmeye başladık. Arada bir banka oturduk, çok rahat ve dostça bir atmosferdi.
Köşkü arayıp, Hayrunnisa Gül hanımdan çay demlemesini istedi. Köşk bir Anadolu evi sadeliğindeydi. Hatta hasta ve ihtiyaç sahiplerine de kapılar açılmış, onlara ev sahipliği yapılıyordu.
Biz çalışma odasına geçtik. Rahat ev kıyafetleri içinde samimi bir sohbete başladık. Bendeniz yürüttüğüm “İnsanî ve Sosyal Gelişim” çalışmamdan bahsettim, kendisine. Yakın ilgi gösterdi.
Söz Cumhurbaşkanlığı seçimlerine geldi, 200 imzalı bir teklif olabileceğini ifade etti. Ama bendeniz Sayın Başbakan Cumhurbaşkanlığı’na aday olacak olursa kendisinin geri çekilmesinin daha münasip olabileceği kanaatimi ifadeye çalıştım. Ama sayın Başbakanın Cumhurbaşkanlığı adaylığının da partiyi tehlikeye atacağı düşüncemi izhar etmeye çalıştım. Uyandığımda rüya ve gerçek arasındaki hassas dengeyi düşünerek durumu sizlerle paylaşmayı uygun gördüm. Gerçekte hiç rüya görmeyen ben; Obama, Başbakan ve Cumhurbaşkanına gelince durum değişiyor. Doğrusu bu durumu ben de pek izah edemiyorum. Dilerim Rahmani rüyalardan olur.