Dolmuşta Namaz

Web sayfamız ve facebook yoluyla bir takipçimiz, internetten selam verdi. Kendisine vakit ayırıp ayıramayacağımı sorarak telefon ile görüşme talebine bulundu. Telefonun karşı ucunda tecrübeli bir öğretmen vardı. O gün karşılaştığı bir olay ile ilgili, 2 saat internet araştırması yapmış ve net bir fikir oluşturamamış, konuyu ehil biri ile müzakere ihtiyacı hissederken bize ulaşmıştı.
Konu, genç, tesettürlü bir bayanın İstanbul hattındaki bir dolmuşta, oturup, eğilip doğrulması ile başlayan bir süreçti. Gözlem sonrası konuşma ile o bayanın namaz kıldığını öğrenmiş ve bunun cevazını anlamak istiyordu. Konunun birkaç yönü olduğunu ifade ile görüşmemiz devam etti. Ben de konuyu dini kamuoyunda müzakereye açmayı düşündüm.
Durumun binek üzerinde namaz meselesi olduğunu ve vasıtanın yönünün kıble sayıldığı bilgimi paylaştım. Diğer bir yön ima ile namaz kılmayı ilgilendiriyordu. Çünkü nakledilen ayağa kalkma, doğrulma vs. içeren bir üsluptu. İbadet yerinin temizliği de konuya dahil edilebilir. Vakit ve namazın geçmesi meselesi irdelenebilir. Bir de bu tutum bir başka mesajı içermekte midir? Bir bilinç geliştirmek midir?
Diğer bir nokta, öğle vaktinde kılınan namazın ikindi namazı olduğunun ifade edilmesiydi. Bu da bazı mezheplerde kabul edilen, cem-i takdim konusu ile ilgiliydi. Bunun yerinin dolmuş olması da düşündürücüydü. Biz de konuyu din adamı kimliğinden ziyade “insani ve sosyal gelişim” yönü ile dini bilgilerimizi de kısmen kullanıp gündeme taşımayı düşünerek bu satırları yazmış olduk.

 

Bir yanıt yazın