Misafir olduğum evden çıkıp tarihi yarımadaya doğru niyetlendiğim anda, ezan sesleri İstanbul semalarında yankılanmaya başladı. Esenler Otogar Camiinden gelen ezan sesi ve tarzı Haremeyn’e taşıdı duyguları. İpekyolu Asya Derneğinin yetiştirdiği Hocalardan birinin 17 yaşına kadar duyamadığı ezan-ı Muhammedîden mahrumiyeti düşündüm.
Bunun yanında günde beş defa bu ezanı dinleyip gereğini yerine getiremeyenleri, ne manaya geldiğini anlayamayanları tefekkür ettim. Üçüncü olarak bu sesten şu veya bu sebeple rahatsızlığını dile getirenler gelip geçti beynimden. Ezan ki; esenlik, barış ve kurtuluşa davettir. Ezan ki gönüllere şifadır. Namaz ki, ruhlara devadır. Ondan mahrum olanlar zarardadır, dardadır.
Bu halet-i ruhiye ile cemaate iştirak ettim. Namaz sonrası bu satırları sizlerle paylaşmak üzere kaleme aldım, değerlendirmenize arz ediyorum.