Misafir Kalem – FELEĞİN ÇEMBERİ – Derya ÖZDEĞER
Çember… Dünyanın bir köşesi olmayışı mıdır? Sığınacak bir bucak tutunacak bir köşe bulamayışlarımız mıdır? Aile de bir çember misali… İletişimler ve aile bireyleri arasında da aynı çember içerisinde olduğumuz içindir, bir sona varamadan sorunlarla dönüp duruşumuz.
Hayatı yaşarken anne mi, baba mı yoksa evlat için mi yaşamalı? diye düşünüyorum. Eğitimde de öncelik anne- baba mı, yoksa çocuk mu eğitilmeli? diye çıkmaz bir soru var ki, tavuk ve yumurta misali…
Kâğıt kalemi, ödül ve cezaları bir kenara bırakıp ruhunu hissetmeli eğitimde insan. Hangimiz kaç defa bu fırsatı değerlendirdik? Kendimizi keşfedip denizyıldızı hikâyesinde olduğu gibi bir can için yeni adımlar attık.
Güneş ışığının farklı açılardan hissedilmesiyle mevsimler oluşur. Mademki çemberiz, el ele bir daire gibi gelişmek büyümek için tutacağımız bir köşe başı veya koltuk değil, insan ve değer olmalı. Hangimiz elinden tuttuğu kişiyi yargılar ve kusur bulabilir ki?
Gelişmiş bir insan, gelişmiş bir anne- baba, çocuk, şuurlu bir aile olduğunda gelişmiş bir ülke ve dünya için el ele, gönül gönüle olmak kilididir birlik ve gelişimin. O zaman feleğin çemberi tamamlanmış ve dairevi kemâlat başarılmış olur.