Hakikî ve Sahte

Her değerli şeyin sahtesi vardır. Sahte, hakikilere yol gösterici olabilir. Sahtelerin varlığı hakikilerin değerini düşürmez. Çünkü sahteler daha fazla göze hitap eder. Hakikiyi arayan ve layık olan, bir şekilde sahtesinden kurtulup gerçeği ile buluşabilir.

Yıllar önce  askerden terhis olunca bir günlük izinle Erzurum’dan Ordu-Perşembe’ye rahmetli anneannemi ziyarete gitmiştim. Hava kapalı olduğu için tabii mantar (kirmit) toplanabileceği düşüncesiyle araziye çıktım. Albenili, göze hitap eden mantar görünümlü olanların zehirli, yenmeyen avu denilen kirmitler olduğunu gördüm. Fakat dikkat edip iyice aradığımda, otların, yaprakların altına gizlenmiş hakiki kirmitleri buldukça sevindim ve tefekküre daldım. Çünkü sahteler beni o yöne çekmiş, ben dikkatli aradıkça da hakiki kirmitleri bulmuştum.

Ya Rabbim! “Bugünün bereketi, bana bu ibret yeter” dedim.

Bu ibret; insan, ürün, cemaat, hizmet bir çok şeye teşmil edilebilir. “Sağlam ürünün reklama ihtiyacı yoktur” sözü de bu meyanda değerlendirilebilir. Bazen reklam, hakikiyi arayana farkındalık vesilesi olabilir. Tanıtım ve insanları ürün ile buluşturma noktasında sebeplere tevessül de önemlidir.

Sahtelerden kurtulup hakikilerle buluşabilme ümidiyle.

Bir yanıt yazın