Huzurlu hayat, insanî ve ilahi değerleri canlı tutmak ile mümkündür. İdeolojilere feda edilen bilim ve maddileştirilen insanlık, ciddi bir bunalımın eşiğindedir. Cinnetler, toplu katliamlar, savaşlar ve barbarlıklar bunun acı göstergeleridir.
“Allah yarattığını bilmez mi? O her şeyden haberdardır” (Mülk, 14) ayeti bu duruma da işaret etmektedir.
Din anlayışımızda ciddi kırılma noktaları oluşmuştur. Hıristiyanlıktaki ilim din çatışması, uzun yıllar İslamî hakikatleri de gölgelemiştir. Asil bir duruş ve açılım gösteremeyen devrimiz müslümanlarının bu noktada önemli sorumlulukları vardır.
Değerler ile beslenen huzurlu hayat, herkesi rahata erdirebilecektir. Artık madde ile gerçek huzura erişilemeyeceğinin anlaşılması vaktidir.
“Allah yarattığını bilmez mi? O her şeyden haberdardır” (Mülk, 14) ayeti bu duruma da işaret etmektedir.
Din anlayışımızda ciddi kırılma noktaları oluşmuştur. Hıristiyanlıktaki ilim din çatışması, uzun yıllar İslamî hakikatleri de gölgelemiştir. Asil bir duruş ve açılım gösteremeyen devrimiz müslümanlarının bu noktada önemli sorumlulukları vardır.
Değerler ile beslenen huzurlu hayat, herkesi rahata erdirebilecektir. Artık madde ile gerçek huzura erişilemeyeceğinin anlaşılması vaktidir.