MÜZELER ve CAMİLER

        Müzeler, bu topraklar üzerinde kimlerin yaşadığını gösteren kültür bekçileridir. Ayrıca bu topraklar ve kullanılan eşyaların onlara kalmadığı gibi bizlere de kalmayacağının en güzel delilidir. Zira insanlar fani, sadece güzellikler ve bırakılan eserler kısmen kalıcı olabilir. Mutlak sonsuzluk sadece Hz. Allah’a aittir. “Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâki kalacak.”[1] Geçmişi unutan onu tekrar yaşamaya mahkumdur.[2]

        Müzeler, geçmişle günümüz arasındaki köprülerden bazılarıdır. İstikbale yürüyebilmek geçmişi ve bugünü iyi anlayıp yorumlayarak mümkün olabilir. Eserleri incelerken fark ettiğimiz diğer önemli husus, sanıldığının aksine mutlak yükselişten ziyade, tarihi çağlar içinde ve medeniyetlerin yükseliş ve inişleri söz konusudur.[3] Geçmişlerini tanıyarak onların tecrübe ve birikimlerini değerlendirebilen toplumların önünde durmak mümkün değildir. Geçmişe sahip çıkmayanlar bugünü değerlendiremedikleri gibi geleceğe de şekil veremezler. İstikbalde ümit ettiklerimize ulaşabilmek için, geçmişe köprü olacak birikimlere sahip olarak hali iyi değerlendirmek gerekir.

        Etrafımızdaki müzeleri gezip incelemeliyiz. Müze ziyaretlerini kültürel organizasyonların bir parçası haline getirmeliyiz. Nitekim Rabbimiz “Sizden önce ilahi yasaların değişmezliğini kanıtlayan birçok olaylar gelip geçti. Yeryüzünü geziniz ve Allah’ın ayetlerini yalan sayanların akıbetini görünüz.”[4] buyurmaktadır. Yeryüzünü gezip dolaşmanın en güzel ve kolay yollarından birisi tarihi kalıntı ve müzeleri gezmektir. Müslüman her şeyi ibret nazarıyla inceleyerek ders almalıdır.

*******     *********

        Bir araya getiren toplayan manasına cami ve mescidler, manevi gıdalanma mekanlarıdır. Nitekim Rasulullah Efendimiz “Cennet bahçelerine uğradığınızda oradan faydalanın buyurunca, sahabe-i kiram: Cennet bahçeleri nerelerdir diye sordular, Bunun üzerine “ilim meclisleri” diğer bir rivayette “zikir meclisleri” buyurmuştur.  Camiler müslümanın hayatında gereken yeri almalı eğitim ve manevi gıdalanma yerleri olarak fonksiyon icra etmelidir. Miraç hediyesi namaz her müslümanın ayrılmaz bir parçası olmalıdır.

        Cami ve cemaat İslam topluluklarında birlikteliğin gösterildiği mekanlar olmak durumundadır. Ramazanda oruç ve teravihle şenlenecek kutsal mekanlarımızın her daim aynı coşkunun yaşandığı mekanlar olması gerekmektedir.

        Cemaat toplanınca gönüller de toplanmalıdır.

        Huzur iklimi camilerimiz bunu günlük hayatımıza taşımalıdır.

BİRLİKTELİĞİMİZİ PERÇİNLEYEN KUTSAL MEKANLAR,

Amir ile memur komutan ile asker, cumhurbaşkanı ile an alt düzey kabul edilen vatandaş eşitliğin göstergesi aline gelir cami ve cemaat…

وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا [(072.018 “Mescidler şüphesiz Allah’ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın (ve kulluk etmeyin).

Eğitim merkezi olarak camiler ayrı bir fonksiyon icra etmelidir.

Ashabı suffa, bunun en güzel örneğiydi

“Müminin ruhu camide denizdeki balık gibidir, Münafığın ruhu camide kafesteki kuş gibidir.”

Namaz; miraç hediyesi, ilahi randevu,

Eday-ı kamil cemaatle kılınan namaz,

İmamın mihrapta tesbih esnasında cemaate dönmesi,

Camiyi çevreleyen insanlar ezanın ulaştığı kimseler,

bunun kıymetini ezan duyamayan gurbet ellerdeki kişiler bilirler

[062.009](AA) يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
[062.009](AU) Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah’ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette bu, sizin için daha hayırlıdır.

 


[1] Rahman Suresi, (55): 26.

[2] Mehmet Güler.

[3] “Direkleri (yüksek binaları) olan, İrem şehrine? Ki o beldeler içinde misli yaratılmamıştı. [Fecr Suresi, (89): 8]

[4] Âl-i İmrân Suresi, (3): 137.

Bir yanıt yazın