Çanakkale Boğazı’na Almanlar 377 mayın döşemişlerdi. Fakat İtilaf kuvvetlerinin mayın tarama gemileri, bu mayınları temizlemişler ve gemilerinin rahat bir şekilde Boğaz’dan geçebileceği raporunu merkezlerine iletmişlerdi.
Çanakkale müstahkem mevkii komutanı Cevat Paşa sıkıntılı bir şekilde Mecidiye, Namazgah ve Hamidiye tabyaları arasında mekik dokuyordu. Karargahına gelip, tahta masasına oturduğunda , yorğunluktan gözleri kapandı. Bu kısa uyku esnasında bir rüya görmüştü.
Rüyasında ” Denizin üstüne bak ” deniyordu.
Denize baktığında, bir nur halesi görmüş, nur içinde de bir Vav ve Kef görmüştü. Heyecanla uyanmıştı. Soğanlıdere ve Baykuş tabyalarını teftiş için kalktı. Yolu üzerinde, kızının mezarına uğrayıp dua ederken nurani yüzlü bir zat ile karşılaştı.
O Zatın ” Bir derdin mi var evladım? ” sorusu üzerine gördüğü rüyayı anlattı.
O Zat ona cevaben ” Nur zafer işaretidir, Ebced hesabında Kef harfi 20 , Vav harfi 6 rakamını bildirir. İkisinin toplamı 26 eder .” dedi
Cevat Paşa, Binbaşı Nazmi Bey’i çağırıp.
” Depolarımızda kaç mayınımız var ? ” diye sordu
Nazmi Bey.
” Elimizde hepsi Türk yapımı 26 mayın var. Almanlar bu eski mayınları döşememizi istemediler ” dedi.
Cevat Paşa hemen, Nusret mayın gemisinin komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey”e
” Bu mayınları , Alman mayınlarının önüne onlara zıt yönde Boğaza döşemesi ” emrini verdi.
18 Mart 1915 sabahı boğazın mayınlardan temizlendiğinden emin olarak, harekata geçen İnğiliz ve Fransız gemilerinin en mühimleri olan Bouvet, İrresistible ve Ocean, birbiri ardına mürettebatı ile birlikte Boğazın sularına gömülmüştü. İnflexible, Gaulois ve Suffren gemileri ise geri dönmüştü.
Churchill, Nusret için şöyle demişti.
” 1915 yılında bütün Avrupa’da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş, büyük taarruzlar yapılmıştır. 2-3 milyon asker ölü ve yaralı bulunmakta ,4-5 bin savaş gemisi denizlerde dolaşmakta idi, Fakat bunlardan hiçbiri Nusret’in döktüğü mayınlar kadar harbin devamına ve düşmanın geleceğine tesir edecek bir muvaffakiyet göstermemiştir. “
18 Mart 2006 Fazilet Takvimi’nden alınmıştır.
Çanakkale müstahkem mevkii komutanı Cevat Paşa sıkıntılı bir şekilde Mecidiye, Namazgah ve Hamidiye tabyaları arasında mekik dokuyordu. Karargahına gelip, tahta masasına oturduğunda , yorğunluktan gözleri kapandı. Bu kısa uyku esnasında bir rüya görmüştü.
Rüyasında ” Denizin üstüne bak ” deniyordu.
Denize baktığında, bir nur halesi görmüş, nur içinde de bir Vav ve Kef görmüştü. Heyecanla uyanmıştı. Soğanlıdere ve Baykuş tabyalarını teftiş için kalktı. Yolu üzerinde, kızının mezarına uğrayıp dua ederken nurani yüzlü bir zat ile karşılaştı.
O Zatın ” Bir derdin mi var evladım? ” sorusu üzerine gördüğü rüyayı anlattı.
O Zat ona cevaben ” Nur zafer işaretidir, Ebced hesabında Kef harfi 20 , Vav harfi 6 rakamını bildirir. İkisinin toplamı 26 eder .” dedi
Cevat Paşa, Binbaşı Nazmi Bey’i çağırıp.
” Depolarımızda kaç mayınımız var ? ” diye sordu
Nazmi Bey.
” Elimizde hepsi Türk yapımı 26 mayın var. Almanlar bu eski mayınları döşememizi istemediler ” dedi.
Cevat Paşa hemen, Nusret mayın gemisinin komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey”e
” Bu mayınları , Alman mayınlarının önüne onlara zıt yönde Boğaza döşemesi ” emrini verdi.
18 Mart 1915 sabahı boğazın mayınlardan temizlendiğinden emin olarak, harekata geçen İnğiliz ve Fransız gemilerinin en mühimleri olan Bouvet, İrresistible ve Ocean, birbiri ardına mürettebatı ile birlikte Boğazın sularına gömülmüştü. İnflexible, Gaulois ve Suffren gemileri ise geri dönmüştü.
Churchill, Nusret için şöyle demişti.
” 1915 yılında bütün Avrupa’da milyonlarca insanın hayatı ortaya konmuş, büyük taarruzlar yapılmıştır. 2-3 milyon asker ölü ve yaralı bulunmakta ,4-5 bin savaş gemisi denizlerde dolaşmakta idi, Fakat bunlardan hiçbiri Nusret’in döktüğü mayınlar kadar harbin devamına ve düşmanın geleceğine tesir edecek bir muvaffakiyet göstermemiştir. “
18 Mart 2006 Fazilet Takvimi’nden alınmıştır.