ÖĞRENCİ DOSTU


Kitap Projesi

İLK SÖZ

Bu kitap düşüncesi, misafir olarak bulunduğum bir akrabamın evinde bir öğrencinin çalışma odasını gördüğümde oluşmuştu. İlk dönem bazı noktalarını oluşturmuştum. Araya farklı meşguliyetler girmişti. Eğitim işinin ciddiyetinden kaynaklanan sorumluluk duygusuyla gün yüzüne çıkması gerektiğini düşündüm.

Bir yayıncı arkadaşımın kişisel gelişim adına devrilen çamlar ve okumadan yazma hastalığı, metotsuzluk gibi problemleri dile getirmesi tekrar konuya eğilmemi gerektirdi. Kiatp oluşurken de bir şekilde okuyucularımla paylaşıma açıp geribildirimlerden istifade etmek maksadıyla web sayfamda yayınlamaya karar verdim.

Öğrenci dostu kitabı devamlı bir yarışa sokulan eğitim camiasının dinlenirken öğreneceği, kendi iç dünyası ile dış dünyayı anlamlı bir şekilde buluşturabileceği bir eser olacaktır. Aynı zamanda fani hayatı ebedi hayata sermaye yapmanın yollarına da işaret etmeye çalışacaktır.

 

GİRİŞ

Dinlenirken Öğren

Okumak, öğrenmenin asgari şartıdır. Sağlıklı düşünebilmek ve düşünce üretebilmek için doğru bilgiye ihtiyaç vardır. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma hastalığından sağlıklı bilgi ile şifa bulunulabilir.

Öğrenci dostu, dinlenirken öğrenme hedefine yöneliktir. Hayat çizginizdeki eğitim gayretlerinize bilinç katma noktasında size hizmet verecektir.

Okuma, beyne ve ruha gıdadır. Seyretme hastalığı bizi maskara haline çevirebilir. Okumaksızın gelişim olmaz. Kitabımızın ilk cümlesinin “oku” emriyle başlaması bu açıdan dikkate şayandır.

I.KENDİNİ TANI

İnsan kendini tanıdıkça daha verimli olur. Başarılı insanlar kendi kabiliyetlerini keşfederek gelişim yoluna girenler arasından çıkar. Kendini tanıyan kişi, artılarını güç olarak kullanırken eksilerinin de farkına varıp gelişim yolunda gayret eder.

A. Kabiliyet ve Kapasite Keşfi

Kabiliyet ve kapasite kişiden kişiye değişebilmektedir. Herkesi aynı şekilde kabul etmek farklılıklara değer vermemek bazı problemlere yol açabilir. Genellemeler sosyal bilimlerde bazı hatalı sonuçlara götürebilir. Her insan özel bir gaye için dünyaya gelmiştir. Bu özel gayeyi fark ederek harekete geçirmeye çalışan insanlar başarı merdivenlerini hızla tırmanırlar.

Kişinin kendi kabiliyetlerini keşfetme ve ortaya koyabilmesi için olumlu ve verimli çevrelere ihtiyaç vardır. Tohumun özelliklerinin anlaşılabilmesi için, verimli toprağa ekilip, su ve benzeri gerekliliklerle beslenmesi gerektiği gibi; insanlarda gizli kabiliyetlerin açığa çıkabilmesi için de, uygun grup ve çevreler gerekmektedir. Sosyal çevrenin bir etkisi olarak insanlar kendilerini, toplumdaki başka insanlarla mukayese ederek değerlendirirler.[1] Nitekim muhtemel muhataplarını bulan kişiler kabiliyetlerini rekabet yoluyla da açığa çıkarma fırsatını yakalayabilirler.

Kabiliyetiyle alakalı hedef ve örneklere sahip olanlar kendilerini geliştirmede daha şanslı olurlar. Toplumun ferdi bazı noktalarda dizginlediği ve onu keyfine göre hareket etmekten alıkoyduğu bir vakıadır. İnsan neyin iyi, neyin kötü olduğunu belirlerken, toplumun kendisine karşı takındığı tavırdan bir şekilde etkilenir.[2] Toplumun bu kontrol ve yaptırımı ne kadar olumlu olursa; ortaya çıkacak insan ve davranış tipi de o kadar olumludur.

B.Gelişim ve Hayat Çizgisi

Gelişim canlılığın olmazsa olmazıdır. İnsanî gelişim çok daha özel bir çerçevede devam eder. Çünkü bilgiyi üretip kullanabilen sadece insandır. Her insan farklı kabiliyet ve kapasiteye sahiptir. Her kişiye verilen hayat sermayesi bu gizli sermayeyi açığa çıkarmak için verilmiştir. Boş vakit anlayış ve bunları değerlendirme anlayış ve yaklaşımları kişinin gelişime açık veya kapalı olduğunu belirler. Gelişim ve değişim stratejisinin uygulanmasıyla, birçok problemin üstesinden gelinebilir.

Ömür insana verilmiş en büyük sermayedir. Çocukluk hayatı tanıma, gençlik hayata hazırlanma, olgunluk, ihtiyarlığa ve bunların hepsi ebedi hayata hazırlık için değerlendirilmelidir. Bu hayat çizgisini olumlu şekilde değerlendirebilenler gerçek huzur ve mutluluğa erişebilirler.

Hayat insana çok farklı şeyler öğretebilir. Çok farklı açılardan hayata bakılabilir. Bazı yollar çok cazip ve düzgün görülebilir. Ama kötülüklere giden bazı yolların süslendiğini unutmamak gerekir. Düzgün görünen her yol seni hedefe götürmez. İş ve davranışlar sonucuma göre değerlenir.

Hayatımız ruhumuzun yaratılmasıyla başlamış ve yine ruhi boyutta ebedi olarak devam edecektir. Dünya hayatı bu uzun dönemde çok kısa bir süreyi ifade eder. Ama sorumluluk açısından asıl hayat dünya hayatıdır. Ebedi hayatta buradaki tutum ve davranışlarımıza göre belirlenecektir. İman ve Salih amelden mahrum olanlar ebedi güzelliklerden nasiplenemeyeceklerdir.[3]

a.İlk Çocukluk

Oyun İhtiyacı,

Aktivitenin faydalı ve geliştirici olması gerekir.

Sosyal faaliyetleri meşru zemine oturtmak ve gerekli zamanı ayırmak gerekir. Sosyal etkinliklere katılan öğrencilerin derslerinde de başarılı olduğu görülmektedir.

İhtiyaçları yeterince karşılanmayan kişinin verimli olması mümkün değildir. Kişiyi meşgul eden unsur ya ihtiyaç olarak algılanmamalı veya temin edilmelidir.

İhtiyaçları meşru olarak giderme zemini oluşturulmalıdır.

b.Gençliğe Geçiş

Sevimli hayat gençlik

Karşı cins ile ilgi sevgi diye başlar çok defa… Ama sonrası, kontrol edilemeyen duygular insanın hayatını etkiler. İyi ve kontrollü olanlar da olabilir. Ancak öğrencilik yılları bu şekilde hayatı etkileyecek ciddi kararların verileceği yer depğildir. Enerji çok defa boşa harcanır. Bunları sizler de aslında bilirsiniz.

c.Yetişkinlik

d.Olgunluk

“Dümen suyunda gidenler daima boğulma tehlikesi yaşarlar… Aslolan kendi gemimize kaptan olabilmek…”

Olgunluğa erişmek ciddi bir gayreti gerektirir.

C.İnsanî ve Sosyal Gelişim

Zaten kişisel gelişim bitiyor…

Kişisel bütünlüğe ancak ruhunu geliştirmiş olanlar ulaşabilirler. Nitekim ruh üflenmesi sayesinde insan, zıtlığın kendisinde yer almadığı “birlik” sıfatını taşımaktadır.[4] Bu gerçek birlik ancak tevhit inancı sayesinde şekillenebilir.

İnsanın mükemmelleşebilmesi için değişim ve gelişime, hürriyet ve disipline, istikrara, risk ve güven değişikliğine, faaliyet ve istirahata, tabi olmaya ve gerektiğinde özgürlüğe, sıcağa ve soğuğa, gündüze ve geceye, uyanıklığa ve uykuya, maddi ve manevi gıdaya ihtiyacı vardır.

Gelişimin temeli ailede atılır. Aile tarafından çok erken dönemde ya da aşırı bir baskı ile dışkı eğitimi ya da başka eğitimler uygulanacak olursa, çocuğun iç kontrolünü sağlaması yolundaki gelişimi olumsuz etkilenerek, gerileme ya da yanlış gelişimlere yol açılabilir. Aynı şekilde aile tarafından uygulanabilen aşırı koruyucu tutumlar da çocuğun özdenetimini ya da yargılama yeteneğini zayıf bırakacağından özgür iradesinin gelişimini sekteye uğratacaktır. Bu durumda kişide ileri dönemde utanç ve şüphe gibi tutumlar baskın hale gelebilecektir. Çocuk ailesinden edindiklerinin ötesine geçmekte zorlanacaktır. Bu dönemi uygun bir şekilde geçemeyen birey, ileri dönemde etrafındakilerin kendisini kontrol altına almak istediği şeklinde paranoid bir yapı geliştirebilir. Mükemmeliyetçilik, esneklikten yoksun olma şeklinde tavırlar bu donemdeki sorunlardan köken almaktadır. Çocuğun dışkısını tutup-bırakma arasındaki birbiri ile zıt eğilimlerinin getirdiği çatışma, daha sonra cimrilik, esneklikten yoksunluk , sabit fikirlilik, mükemmeliyetçilik ile bir arada olan obsesif-kompulsif kişilik yapısının temellerini atar.

Köşe dönme anlayış ve zihniyeti, kişisel gelişimi olumsuz yönde etkilemekte ve eşit şartlarda mücadele imkanlarını ortadan kaldırmaktadır. Böylesi toplumlarda iyi modellerden ziyade kötü örnekler ön plana çıktığından dejeneresyon süreci hızlanmaktadır.

Başarı için düzen ve gereken şeye anında ulaşmak çok önemlidir. Çaresizlikten şikayet etmeksizin, çare ‘siz’ olmaya karar verdiğinizde, başarı sizi takip edecektir.

Çevre ve Gelişim

Çevre, insanın hareketlerini kontrolde önemli bir etkiye sahiptir. Kişi, içinde bulunduğu çevrenin özelliklerini, hal tavır ve davranışlarıyla yansıtmaktadır. Bundan dolayı insana olumlu davranış kalıpları sunan toplulukta bulunmak ve iyi arkadaşlar edinmek kişilik gelişimi açısından önemlidir.[5]

İnsan Olabilmek?

İnsanın gerçek mutluluğu dışarıda değil, iç dünyasındadır. Gevşeme teknikleri insanin ruhundaki sıkıntıları atar. Gevşemiş bir insan yasadığı anın tadını çıkarır, çevresinde küçük mutluluklar bulabilir.

Arkadaşlık

Sosyal çevrenin en etkili olduğu noktalardan birisi arkadaşlık ortamlarıdır. Arkadaşlık, gelişimde çok önemlidir. Doğru seçilen arkadaş, insanı olumlu hedeflere yöneltirken, yanlış arkadaşlar kişiyi yoldan çıkarır, yanlış ve kötü davranış ve alışkanlıklara götürebilir. Bazen karşı tarafa yardımcı olalım, düşüncesiyle başlayan arkadaşlıklar, karşı tarafın dominantlığı ile olumsuz boyuta geçebilir.

Kibir hoş görülemez. Kibirli kişinin gerçek dostu olmaz.

Beğenilme ve Takdir İhtiyacı

Her insan takdir edilip beğenilmeyi ister. Bu duygu doyuma ulaşmaz ise içte bir boşluk oluşur. Takdir edilen başarılar, yeni başarıları tetikler.

Daha az beğenilmekle birlikte, elde edilebilen bir başka amaç daha çekici bir hal alabilir. (Krech, Sosyal Psikoloji, s. 64, 67.)

Güven Duygusu

Güven duygusu, yalandan uzak bir zeminde, adalet ve ehliyete riayetle beraber gelişir. Herhangi bir konu ile ilgili olarak, düşünüp muhakeme etmeden hüküm vermemek gerekir. İlgi olmaksızın verimlilik ve gelişim olmaz. İlgilenmek esastır. Baştan savma davranışı güveni sarsar. Yaptığının yanına kâr kalmayacağını bilmesi veya hissetmesi gerekir.

Çok defa davranışlar aynalama sistemi ile ortaya çıkar. Siz karşınızdaki kişiye, güven vermez ve ona güvenmezseniz o da size güvenmez. Kişilere inanarak onlarda da güven duygusu oluşturmalıyız.

Güvenilen insanların en büyük özelliklerinden biri özgüven ve tutarlılıktır. Bu iki özellik insanların karşılarındaki insanlara güven vermelerini sağlar.

Oynamak mı? Çalışmak mı?

Gezmek mi? Okumak mı?

Stres ve Depresyon

Depresyon karşılaşılan olaylara anlamlı çözümler üretilemediğinde girilen olumsuz bir atmosferdir. Ruhbilimciler depresyonu açıklarken iki nokta üzerinde odaklanırlar. İlki bizim olaylara ve duygularımıza nasıl anlamlar yüklediğimizdir. Bir kişiye göre boşanmak bir trajedi iken, bir başkası için kurtuluş olabilir. İkinci nokta ise bizim karşılaştığımız zorluklarla nasıl baş ettiğimizdir. Bazı insanlar sorunlarını, kullandıkları yönetilebilir taslaklarla çözmeye uğraşır, diğerlerinden yardım ister, zorlukların üstesinden gelmek için planlar yaparken diğerleri boğulmuş hisseder, dertlerini paylaşmaz ve sorunlardan kaçmayı tercih eder.

Olayları nasıl yorumladığımız ve nasıl başa çıktığımız bilişsel terapi dediğimiz tedavi şeklinin anahtar noktalarıdır. Bilişsel terapistlerin yaklaşımı şöyledir. Örneğin kafanıza bir elma düştü ve depresyona girdiniz şöyle düşünebilirsiniz: ‘Eğer bir ağacın altında oturuyorsam başıma bir şeyler düşmesi çok doğal’.. Eğer iyimser bir insansanız, ‘Allahım şükürler olsun ki hindistan cevizi değil dersiniz’. Eğer Newton iseniz, yerçekimini keşfedersiniz ve dünyaca ünlü olursunuz.

Bilişsel terapi olaylara yüklenebilecek yüzlerce anlamın olduğunu görmemize yardım eder, bu anlamlardan bazıları depresyon geliştirme ihtimalini yükselten anlamlardır. Daha da önemlisi olumsuz duygulara meydan okumayı öğrendiğimizde duygularımızı ve ruh halimizi daha iyi kontrol altına almaya başlarız. Bilişsel yaklaşıma göre her çeşit problem için değişik bir düşünce şekli vardır.

Çeşitli sorunlarla ilgili düşüncelere odaklanıldığında, insanlar çökkün ruh durumlarının onları nasıl olayları olumsuz yorumlamaya yönlendirdiğini göreceklerdir. Bilişsel terapi insanlara düşünceleri ile ilgili gerçekleri test etme ve alternatifler üretebilmeyi sağlar. Düşüncelerin doğruluğunu nasıl test edeceğimizi öğrenerek, alternatifler düşünerek, kendimizle ilgili (ben işe yaramazın tekiyim gibi) zarar verici olumsuz inanışlardan uzak durarak depresyonda olduğumuzda kendimizi daha iyi hissedebilir, dış sorunlarla daha kolay başa çıkabiliriz. Depresyon değişik düşünce şekillerine sahip olduğumuz bir dönemdir.

Kendimizle ilgili olumsuz düşüncelerimiz ya da bazı yeteneklerimiz, sonradan canlanmak üzere bekleme dönemine girmiş olabilirler. Fakat değer verilen bir ilişkinin bitmesi gibi bazı önemli olaylar yaşanırsa, çocukluğumuzda oluşturduğumuz bu düşünce ve fikirler tekrar geri gelirler. O zaman bu ayrılığa çekirdek inanışlarımız ve üzüntümüzün etkisinde kalarak şöyle bir yorum yaparız, ” bu ilişki bitti çünkü ben sevilmeye layık bir insan değilim” . Çok önceden geliştirilmiş bir olumsuz düşüncenin bugünkü olayları yorumlamamız üzerinde etkisi vardır, yeni bilgilerin olumsuz yorumlanması eski olumsuz düşünceleri pekiştirir. Düşüncelerimiz depresyona girmemizi kolaylaştırabilir. Depresyona ve strese girdiğimizde de düşüncelerimiz daha olumsuz olmaya başlar ve biz biraz daha depresyona gireriz.[6]

Rehberlik ve Modelleme

Rehberlik hayat yolculuğunun kaçınılmaz ihtiyaçlarındandır. Yala çıkmadan öce hazırlık yapmak, bilgi edinmek, lazım olabilecek eşyaları yanımıza almak, haritaya bakmak gibi yolculuk öncesi hazırlıklar yaparız. Hayat yolculuğunun verimli ve kazazız devam edebilmesi için de birilerinin bilgi ve rehberliğine ihtiyaç duyarız. Çocukların ve gençlerin taklit yoluyla öğrenmesi

Değerli olduğunu hissetmek, görünmek

Aşk dersleri çok kötü etkiler. Çünkü beyin ve gönlü meşgul eder. Konsanrasyonu bozar. Çalışkan öğrenci bile karşı cinse gönlünü kaptırınca dersten de uzaklaşabiliyor. Başarısız da olabiliyor. Ayrılmalar ya sevginin bitmesinden ya da daha iyisinin bulunmasından olabiliyor. Çünkü bu yaşlardaki kişiler daha kendi kimliklerini netleştirememişlerdir.

Bilgi Güçtür

Araştır, oku, gözlemle, ilgilen, ol bir bilen.

Kendine ve Rabbine güven, olamaz seni yenen.

Bilgi, paylaşıldıkça artan bir hazinedir. Öğreten daha çok öğrenir. Bu ayrı bir lezzet ve hazdır. Beraber çalışmanın gücünden istifade ediniz. Bilgisinden aldığı güç ile hayatını yönetebilen kişi güçlüdür.

Öğrenme

Nice takımların 11 futbolcusunun şeceresini ezberleyebildiğimize göre daha gerekli birçok bilgiyi de ezberleyebiliriz.

Öğrenebilmek, Düşünebilmek,

Dizilerin Etkisi

Polat Alamedar

Bez Bebek

Oktay Tiplemeler

Yazabilmek, Konuşabilmek

Verimli Çalışma ve Başarı

Çalışıp başaramamaktan dolayı çalışma kavramı bazen iticilik kazanabilir. Bu durum kişiye ödüllenme duygusundan çok cezalanma duygusu verir ve öğrenciyi çalışma davranışından uzaklaştırarak başka zevk verici uğraşlara yöneltebilir.

Ders Çalışma Teknikleri

Ders çalışma, çok geniş bir kavramdır. Ders çalışırken bazı yöntemleri bilmek gerekir. Gerekli yöntemleri uygulamamak başarıyı olumsuz yönde etkiler.

Bu yöntemler kısaca,

1.Ders çalışma alışkanlıklarını tanımak.

2.Çalışma davranışını etkileyen çevresel olayları kontrol altına almayı öğrenmek, (çalışma ) (motivasyon) ve dikkat süresini arttırmak

3.Etkin ve süratli okuma yöntemi

4. Derste not tutma ve öğretmeni dinleme yöntemi

5.Etkin okuma ve tekrar yöntemlerinden yararlanarak sınava hazırlık.

6. Etkin çalışma yöntemleriyle vakit kazanmak.

7. Genel tekrar . Yani kazanılan etkin ve verimli çalışma yöntemlerinin sürekliliğini sağlamak

Temiz ve düzgün kıyafet, güler yüz ve tevazu, kişiyi etkili hâle getirir, ortama enerji ve heyecan verir.

Başarısızlıklarından ders almayı bilenler, büyük başarılara imza atabilirler.

Hayatta başarılı olanlar, hatalarından ders alanlardır.

Kendi eksiklerini görebilen ve düzeltme gayreti gösterenler başarıya adaydır.

Kendini geliştirmeye çalışmayanlar büyüyemezler.

Dilini fenalıktan alıkoymayan, kalbini temiz tutamaz. Bilgi, güç ve zenginliktir.

Başaramama korkusuyla yatıp kalkıyorsanız, bilin ki; yanlış yapıyorsunuz.

Korktuğunuz şey başınıza gelir.

Her türlü korkuyla birlikte, sınavı başaramama korkusunu da defterinizden silin.

Sadece çalışmayla, başarıyla ve başarının sonuçlarıyla ilgilenin.

Başarıyı yaşayın. Yaşadığınız gibi olursunuz.

Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse, öbürleri de yanlış gider.

Cesaretimi kaybetmiyorum çünkü vazgeçilen her yanlış girişim ileri doğru atılmış yeni bir adımdır. Thomas Edison

Kimler başarılı oluyor?

  • İtiraz etmeyi ve itiraz etmekle başkaldırıyı ayırt etmeyi bilen
  • Yaşadıklarından ders alarak teorik ve pratiği harmanlayabilen
  • Olaylara geniş açıdan bakarken empati sağlayabilen
  • Kendine güvenen ve hayata iyi hazırlanabilen
  • Kendini geliştirmeye hevesli olan
  • Ders dışında da okuyan, kültürlü
  • Hedefleri olan ve onları gerçekleştirmek için çabalayan
  • Okuluna değer veren ve aktivitelere katılan
  • Hocalarıyla ders dışında da fikir alışverişinde bulunan
  • İdeolojisini kendine saklayan, fikirlere açık olan
  • Güveni aptal cesaretiyle karıştırmayan
  • Gündemi takip eden, olaylara farklı yorum getirebilen
  • Yeri geldiğinde akıntının tersine gidebilen
  • Not tutmanın önemini bilen; fotokopilerle değil, kendi notlarıyla çalışan
  • İnsanlarla iyi iletişim kurabilen.
  • Verilenlerle yetinmeyip sürekli bilgiyi arayan
  • Doğru ile yanlış bilgiyi ayırt eden
  • Sosyal yönü güçlü olan, araştırmayı seven
  • Bilgisayar kullanabilen,yeniliğe açık
  • Yabancı dil bilen, üniversite kütüphanesini kullanan!

Kantin sohbetlerine değil, derse girmek için okula giden öğrencilerin daha kolay başarıyı yakaladıkları saptanmış….

Kimler başarısız oluyor?

  • Günlük çalışma planı yapmadan güne başlayan,
  • Derste not almak yerine akılda tutmaya çalışan,
  • Zor ve acil işler yerine, kolay ve önemsiz işlerle ilgilenen,
  • Son gece koca bir kitabı ezberleyebileceğine inanan,
  • Dağınık ve düzensiz bir ortamda çalışan,
  • Ödevlerini yaparken ayrıntılara gereğinden fazla takılan,
  • Sorunları çözümlemeyi erteleyen,
  • Dersleri keyif için sık sık eken,
  • Arkadaşlarının eğlence planlarına “Hayır!” demeyi başaramayan,
  • Bir işin başlangıç ve bitiş tarihlerini, saatlerini saptayamayan, öğrencilerin başı da genelde karne zamanı ciddi bir biçimde dertte oluyor!

Başarıyı yakalamak için

Yalnızca okulda değil, iş hayatında da başarılı olmanız için sahip olmanız gereken en önemli meziyet yaratıcılık. Uzmanlar yaratıcılığın doğuştan kişide bulunan bir özellik olmadığını, sonradan öğrenilebileceğini söylüyorlar. Yaratıcılık aslında bir düşün-ce biçimi, tek farkı; “farklı” olması!

Başarısız olursak yetersizlik hissederiz ya da utanç duyabiliriz. Bizi ilk vuran duygulardır, bu duyguların bizim çekirdek inançlarımız ve kendimizle ilgili düşüncelerimizden kaynaklandığını daha sonra fark ederiz. Başaracağına inananlar başarır.

Peki, yaratıcılığınızı nasıl geliştirirsiniz?

  • Çevrenizdekilerle iletişim kurun: Değerlerinizi herkesle paylaşın. Sorunlarla karşı karşıya geldiğinizde başkalarıyla paylaşın. Çevrenizdekilerin benzer sorunlara tepkisini gözlemleyin.
  • Beyin fırtınası yapın: Çok okuyun, çok izleyin. Aynı soruya, başka başka değer yargıları ve kültürlerin vereceği yanıtları bulmaya çalışın. Ders çalışırken bir gününüzü arkadaşlarla yapacağınız tartışmalara ayırın; aynı konu üzerinde birbirinizin fikirlerini alın…
  • Fikir ve sorularınızı mutlaka not edin: Fikirler ve sorular bir anda insanın aklına gelir, daha sonra uçup giderler; siz hiç yatağından kalkıp şiir yazan şairler olduğunu duymadınız mı!
  • Enerjinizi artırın: Spor yapın, esprili ve neşeli olun. Sorun ne kadar ciddi olursa olsun, alaya almaya çalışın.
  • Bulunduğunuz ortamı rahatlatın: Bir fikir üretmek istediğiniz zaman notlardan, afişlerden hatta size konuyla ilgili çağırışım yapabilecek olan resimlerden yararlanın. Uyarıcı müzikler dinleyin.
  • Beyninize ve vücudunuza iyi bakın: Sigara, uyuşturucu ve içkinin
  • sinir sisteminiz üzerinde olumsuz etkileri olacağını unutmayın…

Gelişimin 10 Düşmanı

  • Olayları dar bir sınıra hapsetmek.
  • Çabuk yargılama ve sonuca gitme eğilimi, belirsizliğe tahammül edememek.
  • Aşırı baskı ile öz disiplini birbirine karıştırmak.
  • Aşırı ciddiyet. Hayal gücü, mizah, oyun ya da hobileri küçümsemek.
  • Bilimsellik adına sezgiyi küçümsemek.
  • Özgüven eksikliği, farklılığı göze alamama, sosyal uyum kaygıları ve korku.
  • Tek taraflı uzmanlaşma, iş ya da yaşam biçimi.
  • Olayları, kavramları zihinde canlandıramama, dilin yanlış kullanımı.
  • Farklılığa tahammül edemeyen bir aile ya da iş ortamı, sosyal ortam.

Zaman Yönetimi

Zaman insanın hayatını oluşturan en küçük vakit dilimidir. Zamanı boşa harcamak insanın kendini harcamasıdır.

Üniversite Tercihi

Bir süre öncesine kadar sadece birer “Üniversite öğrencisi adayı” olan, fakat zor bir imtihanın ardından “Üniversiteli” olmaya hak kazanan gençler, okuldan içeri adımlarını attıkları an daha bir çok sınavdan geçeceklerini ve üniversiteyi bitirmenin de en az kazanmak kadar zor olacağını anlamışlardır…

Kabiliyet ve Kapasite

Meslek Seçimi

Metod

“Usulsüz, vusul olmaz” Yani nereye nasıl gideceğini bilmeyen hedefe ulaşamaz.

Temel metod ve usulden mahrum kişiler, konuşmalarında ilmi derinlikten uzak, talim ve terbiyeden mahrum bir çizgi ortaya koymaktadırlar. Eğitim, tedrisat ve ahlaki gelişmeyi sağlayacak prensiplerden uzak olmak verimsizliği getirir. dünya ve ahiret muvaffakiyeti için bir plan, proje ve projeksiyon yapmalıdır. Bazıları günü, yılı, 10 ve 50 yılları planlama ile meşgulken, hakiki Müslüman bunların hepsini içermekle beraber ebedi yurdunu da hesaba katar.

Hedef

Hayal edebilenler, pusulaya sahip olurlarsa hedefe varabilirler.

Önemli olan hedef alarak değil kendi duruş noktamızı belirleyerek yola devam etmek…

İdealler kişiyi geliştirir.

Hedefleri belli olmayan kişi kendini geliştirme noktasında zorlanır.

 

 

Temel Bilgiler

II.HAYATI TANI

A.Hayat

Hayatı kusursuz yaşayabilmek için bazı donanımlara ihtiyacımız vardır. Bu noktada belki insanlar diğrer canlılardan daha fazla ilgi ve alakaya muhtaçtır. Yumurtadan yeni çıkan ördek yavrusu suda yüzebilirken, yeni doğan çocuk yürüyebilemek için 1-2 yıl beklemek zorundadır.

1.Hayatın Hedefi

Hayat kendimizi gerçekleştirmek ve kabiliyetlerimizi geliştirmek için bizlere verilmiş bir fırsattır. Zaman dilimlerini verimli geçirenler, hem bu hayatta hem de ebedi hayatta mutlu olacaklardır.

2.Toplum Hayatı

Toplum hayatı bazı kurallara uymayı gerektirir. İçinde yaşanılan aile ve kültürel çevre bize bunları öğretir. Aksine davranışlar çoğu defa hoş görülmez. Kırılma noktalarına dikkat edenler, samimiyetle olumsuzları ortadan kaldırabilirler.

Uyuşturucu Tehlikesi

Tüketim ekonomisinin bir boyutu da uyuşturucu tehlikesi ile ilgilidir.

Arkadaşlık İlişkileri ve Arkadaş Seçimi

“Kişi arkadaşına göre değer kazanır.”

Arkadaşlık kişileri olgunlaştıran ve onları daha sosyal varlıklar haline getiren önemli bir süreçtir. Arkadaşlık hayatın her döneminde sosyal bir ihtiyaç olup ergenlik döneminde daha büyük önem kazanır. Modelleme ve davranış şekillenmesi çok defa arkadaş çevresinde olur. Ergen için arkadaşlık, genellikle diğer kişilerarası ilişkilere kıyasla büyük öncelik taşır. Aslında arkadaşsız yaşantı oldukça anlamsız ve tatsız bir yaşantıdır. O halde her aile yetiştirmekte olan çocuğun aile çevresinin dışındaki çevreyi tanıması ve uygun arkadaş edinmesi için gerekli olanakların sağlanmalıdır.

Eğer kişi arkadaş bulmada güçlük çekiyorsa, kendi davranışlarını gözden geçirmeli ve eksiklerini düzeltmenin yollarını aramalıdır. Arkadaşlık erken çocuklukta başlayıp gelişen bir ilişkidir. İlkokul yıllarında arkadaş edinmeyen bir gencin ergenlikte birden arkadaş topluluğuna karışması olanaklı değildir. Arkadaşlık yüzme gibi ne kadar erken başlarsa o denli kolay gelişen bir yetenektir. En sağlıklı bir ailenin bile çocuğa veremeyeceği tek şey arkadaşlıktır. Aile ancak çocuğa uygun oyun ve arkadaşlık ortamı yaratarak yardımcı olabilir.

Arkadaşlarca aranmak, beğenilmek ve benimsenmek, benlik saygısını önemli bir koşuludur.Gencin sıkı arkadaşlık kurmadan topluma açılması düşünülemez. Bu bakımdan arkadaşlık ilişkileri toplumsal ilişkilere öncülük eder.

Azim ve Gayret

Zora talip olmadan kolaya erişmek mümkün değildir.

Şimşekleri havada yakalayacak kadroları yetiştirecek, yaklaşım tarzı ve altyapıları kurmak gerekir

“Tahsil etmeden mahsul verilmez.”

 

İletişimin Gücü

İletişimin gücünü kullanabilenlerin önünde durmak mümkün değildir.

Kendi içinde netleşmeyen kişinin iletişimi de bozuk olur.

Arkadaşlık ve kimler ile nasıl arkadaş olunmalıdır? Çok defa seviyesini iyi belirleyemediğimiz arkadaşlıklar sebebi ile kırılırız.

Arkadaş çevresinin yaşamı, bağımlılıkları, iyi ve kötü davranışları kişiyi bir şekilde etkiler. İyi ve güzeli arayan kişi arkadaşının davranış kalıplarını bu çerçevede ele almalıdır.

İyi arkadaş gelecek yaşamın da daha saygılı ve daha gelecek vaat eden bir çizgide gitmesini sağlayabilir. Nesillerin iyi yetişmesi için güzel bir iletişim ve rehberlik gerekir.

Alışkanlık

Beslenme Alışkanlığı

Kötü Alışkanlıklar

Sigara

Uyuşturucu

3.İdeal ve Gerçekler

B.Kültür, Değerler ve Şuur

Merdivenlerde karşılaşanlar birbirlerini selamlamalı, tanıdık iseler hal hatır sormalıdırlar.

Değer merkezli bir hayat geliştirir. Kötülüğe kötülük ile karşılık vermeye kalkmak seviyesizleşmek olur. Kötü insanlar, iyi insanları sınamaya yararlar.

1.Dil Şuuru

Sağlam bir dil bilgisi ve kullanım becerisi olmadan fikirlerin doğru ifade edilmesi mümkün olmaz.

Dil insanın kendini ifade edebilmesinin aracıdır. Dili iyi kullanabilenin aşamayacağı engel yoktur. Muhatabı etkileyip yönlendirebilmek dil ile mümkün olabilir. Beden dilini kullanabilmek de bu çerçevede önem arz eder.

 

2.Tarih Şuuru

Tarihini bilmeyenler, başkalarına hizmet ederler.

3.Din Şuuru

Din şuuru, insanın iç dinamiklerini hayata geçiren tükenmez enerji kaynağıdır.

Toplam Kalite Yönetimi

Kalite hayat tarzı haline gelirse, her şey daha anlamlı olur.

Üniversite Sanayi İşbirliği

Bilgi sermayesi ile para sermayesi bir araya gelmedikçe sağlıklı açılım yapılamaz.

Kitabiyat

Kresh, Crutchfield, Ballachey, Cemiyet İçinde Fert (Indivual in Society), çev.Mümtaz Turhan, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul, 1970, c.2.

 

 

 

 

 



[1] Brehm, Social Psychology, s. 67.

[2] Güngör, Ahlâk Psikolojisi ve Sosyal Ahlâk, s. 28.

[3] “Kim âhiret mahsulü isterse, onun ürünlerini fazla fazla artırırız. Kim de sırf dünya menfaati isterse ona da ondan veririz, ama âhirette onun hiç nasibi olmaz” (Kur’ân, Şûrâ, 42/20).

[4] Muhammed Şehrur, Lügavi Kur’ân Okumaları, ter: Muatafa Ünver, Samsun, 2001, s.84.

[5] Kur’ân, Sebe’ (34): 46.

[6] http://www.kemalsayar.com/sectiklerim/sectiklerim24.asp 11.12.2008.

Bir yanıt yazın