SOSYAL HUKUK DEVLETİ ve AÇILIMLAR

Sosyal hukuk devletinin en önemli açılımlarından biri sosyal hizmet ve sosyal sağlık sahası olmaktadır. Çok gündemde olmayan bu kavram aslında bir kurum olarak varlığını devam ettirmektedir.

Hastanelerimizde ve Adliye’de Sosyal Hizmet Uzmanları görev yapmaktadır. Bu uzmanlık sahası hasta haklarının ötesinde, sosyal sağlık kavramının hayata geçirilmesine hizmet etmek üzere dizayn edilmelidir.

Toplumun katmanları arasındaki sağlıklı iletişim bağlarının oluşturulması, toplumsal barışa da hizmet edecektir.

Devlet Planlama’ya Sosyal Bakış

Sosyal hukuk devletinin dikkate alması gereken en önemli özelliklerden birisi sosyal bakıştır. İnsanî ve toplumsal değerleri dikkate alan sosyal bakış, icranın bir yaklaşım tarzı ve bakış açısı olarak devamlı devrede olmalıdır. Devlet Planlama Teşkilatı da planlamalarını sosyal bakış açısına ve ihtiyaçlara göre yapmalıdır.

İnsan unsurunun işin içinde olduğu yapılarda vektörel sapma biraz daha geniş açı ile kayma gösterebilir. Planlamalar, ar-ge çalışmaları, geri besleme ve verimlilik dairesi ile gelişime uygun olarak ayarlanmalıdır.

Devlet planlamanın dikkate alacağı, değerlerden beslenen sosyal bakış, Dünya’nın hızlı değişim gösterdiği günümüzde, Türkiye’nin çok sağlıklı açılımlar yapabilmesine de vesile olabilecektir.

Küçük Hesaplardan Kurtul ve Geliş

Küçük hesaplar gelişimin önündeki en büyük engeldir. Değer merkezli yaklaşım, ehliyet ve liyakati önde tutar. Kriterler ve değerler, net ortaya konur. Kişiye göre iş mi, işe göre kişi mi? Sorgulamasını yapar. Her bünye için verimlilik ve üretim esas alınır.

Kalitenin ön planda olduğu sistemde, makama güç verme veya makamdan güç alma dengeleri sağlam bir zemine oturur. Gayr-i meşru olan yollara girilmez. Sistem yaklaşımı ön plandadır. Toplam kalite yönetimi, sözde değil özdedir. Lider olabilecek enerjiler ve önemli projeler, türlü entrikalar ile arka plana itilmez.

Maddi ve manevi gelişim, küçük hesaplardan arınarak, ihlas ve samimiyet ile mümkün olabilir.

Dünya Gündemi ve Küresel Gelişim

BBC yapımı NTV’de yayınlanan “Dünya Gündemi” programı, Pakistan ve Karaçi’yi gündemine almıştı. İzlemeye çalışırken, gündemi kimler nasıl oluşturuyor? sorusunu tekrar düşündüm. Büyük olabilmek söz ile değil strateji, yaklaşım tarzı ve bakış açısı ile olabilir, gerçeği ile karşılaştım.

Bütün yönlerden harekete geçen entegrasyon stratejisi ile, maziden ibret alıp, hali değerlendirip istikbale hazırlanmak gerekiyor. Küresel gelişim böylelikle mümkün olabilecektir. Haksız yere kan dökülmesin, kimse varlık içinde yokluk çekmesin, kimse kimsenin emeğiyle oynamasın, başkasının gözyaşı ve emeği üzerinden geçinmesin.

Artık kan ve gözyaşı üzerinden huzur ve mutluluğa erişilemeyeceği gerçeğini dünya anlamak mecburiyetindedir.

Hayatı Anlamlı Yaşamak

Hayat insana verilmiş en önemli sermayedir. Hayat, zaman denilen belirsiz gibi görünen süreçten ibarettir. Aslında herkesin hayatı belirli bir süre ile sınırlıdır. Bu süre zarfı içinde her kişi, elinden gelenin en iyisini yapmak ve hayatı anlamlı yaşamakla sorumludur.

Hayatı anlamsızlaşan kişi, varlık gayesi ile buluşamamış demektir. Çünkü her insanın bir varlık sebebi mevcuttur. Varlık sebebine uygun açılımlar yapabilen kişi, uyumlu bir hayat tarzı ortaya koyabilir ve hayatı anlamlı yaşayabilir. Fertleri anlamlı bir hayat yaşayan Türkiye ve Dünya daha güçlü olacak ve sağlıklı açılımlar sonuç verecektir.

 

Bir yanıt yazın