TÜRKİYE’NİN MİSYONU

Nirengi Noktası: Türkiye

Bilindiği üzere tapu kadastroda nirengi noktası diye bir tabir vardır. Ölçüm için kullanılır. Aslında Türkiye de jeopolitik ve sosyo kültürel anlamda dünya üzerinde böyle bir nirengi noktasıdır.

Batının inişe geçmesi ve doğunun yükselişinde, Türkiye’nin odak rolü vardır. Ancak Türkiye kendi içindeki netleşmeyi sağlayarak, üzerine düşen role uygun davranmalıdır. Türkiye topyekûn bir açılım ve yapılanma ile sağlıklı bir zeminden harekete geçmelidir.

Türkiye, dünyada ve bölgesinde çok önemli bir konuma sahiptir. Bütün Türk-İslam âlemi, Türkiye’den çok ciddi açılımlar beklemektedir. Tarihi ve sosyal arka plana uygun tutumlar hemen kabul görebilecektir.

İran ve Amerika, Filistin ve İsrail arasında olanları tatlıya bağlayabilecek bir güce sahiptir, Türkiye… Duruşunu biraz daha netleştirecek Türkiye, dünya gündemini şekillendiren bir istikamet belirleyebilir. Bu şimdilik sadece fiziki ve jeopolitik durumuyla ilgilidir.

Tarihi görev ve insan kaynaklarını tam devreye alacak bir Türkiye çok daha etkin olabilecektir. Türkiye, eğitim, kamu, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası arasında koordineyi sağlayabilir ve kaynaklarını etkili kullanırsa çok kısa sürede önemli mesafeler alabilecektir.

Türkiye dünya çapında kendisinin bile tam farkında olmadığı bir güce sahiptir. Ancak uluslar arası ismi ile bile bu gücünü inkâr eder bir durumdadır. Kendini inkâra son verip sosyo-kültürel ve sosyo-politik değer ve gücünü devreye almalıdır.

Türkiye özüne uygun tavır takınmadığında bölgesinde de ciddi rahatlama olamaz. Türkiye durumunu başkalarının verdiği role göre ayarlama lüksüne sahip değildir. İyi bilinmelidir ki, kendine değer vermeyene hiç kimse itibar etmez.

 

Türkiye’nin Vizyonu

Türkiye’nin Vizyonu nedir? Ne olabilir? Bilindiği üzere ülkemizin dış dünyaya İngilizce olarak açılımı Turkey ismi ile olmaktadır. Bilindiği üzere turkey İngilizcede hindi demektir. Çokları bunu yenilecek kuş gibi algılayabilmekte ve dalga geçmektedir. Normalde ülkelerin ismi tercüme edilmez. Ama hasta adam isimlendirmesinin yapıldığı günlerde bilinçli olarak devletimizin adı dış dünyada Turkey olarak lanse edilmiştir. Biz de bu oyuna gelmişiz. Bu uluslar arası açılımlarda çok incitici olabilmektedir.

Rastgele yayınlanan haritalarda topraklarımız üzerinde birilerinin gözleri olduğu net olarak ortadadır. Türkiye toprağı paylaşılacak bir ülke midir? Yoksa sadece birilerinin hedefine ulaşabilmeleri için geçilecek köprü müdür? Yoksa kökünden beslenip yeni meyveler verecek çok değerli yer altı, yer üstü ve manevi değerlere sahip bir ülke midir? Türkiye önce kendi misyon ve vizyonunu net bir şekilde ortaya koymalıdır.

Ermeni ve Yahudi Lobisi

Lobiler son devir siyasetini direk etkileyen unsurlar olarak gündemdedir. Türkiye olarak bizim karşı veya kendi olmaya yönelik lobi faaliyetimiz var mı? Biz kendi davamızı hangi zeminlerde ne kadar savunabiliyoruz? Yoksa daima savunma psikolojisi ile güçlü konumumuzu zayıflatıyor muyuz?

Dışa dönük güçlü açılımlar yapabilecekken kendi içimizdeki yapay çekişmeler ile güç ve kan kaybına mı uğratılıyoruz?

Tarihte beraber barış ve huzur içinde yaşayan azınlıklar bizi sırtımızdan vurmasına rağmen hala nasıl dünya kamuoyunu Türkiye aleyhine şartlandırabiliyor? Bizim dış işleri ve üniversitelerimiz ne yapıyor?

Türkiye kendine göre politika üretmeli ve ciddi açılımlar yapmalıdır. Büyük olmak, laf ile değil icraat ve projeksiyon ile mümkündür.

Bir yanıt yazın